Premium Ads

dünyada iklim sözleşmelerine uyma çerçevesinde, önemsenin hızla arttığı karbondioksit (CO2) emisyon depolama tesisi sayısının iki katına ulaştığı 5 yıllık bir sürede gerçekleşti.

Karbon yakalama ve depolama teknolojisi; çimento, demir-çelik, hidrojen, kimyasal, etanol ve gübre üretimi ile fosil yakıtlardan ve atıktan enerji üretim santralleri kaynaklı oluşan karbondioksit emisyonlarını azaltmada kullanılıyor. Bu uygulamanın, yanma öncesi yakalama, yanma sonrası yakalama ve oksijenli yanma olarak 3 yöntemi buluyor.

📱 Şimdi habere siz ulaşın!

embriolabelindo.com'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı

🔹 Anlık gelişmeler için embriolabelindo.comCanlı

Bu teknolojiler sayesinde termik santraller ve fabrika bacalarından çıkan emisyonların büyük kısmı atmosfere ulaşmadan yakalanıyor ve emisyonlar boru hattı ya da tankerlerle yer altında depolamaya uygun alanlara götürülüyor.

Yer altında 800 metreden daha derin, büyük ve geçirimsiz kaya katmanları bulunan alanlar ile gözenekli ve geçirgen bir yapıya sahip sahalar emisyon depolamak için uygun sayılıyor. Dünyanın çeşitli bölgelerindeki bu alanlar, genellikle terk edilmiş petrol ve gaz sahaları, kömür yatakları ve geçirimli jeolojik yapılardan oluşuyor.

Emisyonları kaynağında önleme ve atmosferde bulunan karbondioksit miktarını büyük ölçekte azaltma imkanı sunan bu sistem, ülkelerin ulusal iklim taahhütleri ve net sıfır hedefleri doğrultusunda küresel iklim değişikliğiyle mücadelede çözümün vazgeçilmez bir parçası haline geldi.

ABD liderliğini sürdürüyor

embriolabelindo.commuhabirinin Küresel Karbon Yakalama ve Depolama Enstitüsünün raporlarından yaptığı derlemeye göre, geçen yıl 11 ülkede faaliyet gösteren tesislerin sayısı 50'ye ulaştı. 2020'de 9 ülkede 26 tesis bulunurken bu sayı 5 yılda yaklaşık 2 katına çıktı.

Dünyanın ilk karbon yakalama ve depolama tesisini 1972'de kuran ABD, 19 tesis ile bu alanda başı çekerken onu 14 tesisle Çin ve 7 tesisle Kanada takip etti. Geri kalan 10 tesisin 2'si Norveç'te ve 2'si İzlanda'da bulunuyor. Macaristan, Brezilya, Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Avustralya'da da 1'er tesis yer alıyor.

Söz konusu tesisler sayesinde geçen yıl dünyada 51 milyon ton karbondioksit emisyonunun yer altında depolanarak atmosfere ulaşması engellendi. 2020'de 40 milyon ton olan karbondioksit depolama kapasitesi 5 yılda yüzde 27,5 arttı.

40 tesis yapım aşamasında

Geçtiğimiz yıllarda karbon yakalama ve depolama tesisi sayılarında belgeleşilebilir bir yükseliş yaşandı, aynı zamanda giderek daha çok ülke bu sektörde somut girişimlere geçiyor.

Dünyanın dört bir yanındaki 14 ülkedeki 40 tesise ilişkin yapım çalışmaları devam etmektedir. Bu projelerden 11'inin Amerika Birleşik Devletleri'nde olmasıyla başlayıp 2027 yılına kadar bitecek olan yapılaşmalar, ardından Hollanda'yı 5 tesile sahip olarak takip ederken, Çin ve Kanada da sırasıyla bu sayıya ulaşmaktadır.

Norveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Danimarka da her biri iki projeye sahip olmak üzere bu alanlarda faal ülkelere dahil olarak gösteriliyor. Ayrıca diğer altı tesbitin yapımı Oman, Avustralya, İzlanda, Papua Yeni Güney Guinesi, Suudi Arabia ve Malezya'daki çalışmalarına devam etmektedir.

Dünyanın çeşitli bölgelerinde geliştirme aşamasında ise 334 proje bulunuyor. Gerekli onayları aldıktan sonra inşaat sürecini tamamlayan projelerin 2032'ye kadar faaliyete geçmesi planlanıyor.

dünya çapında bulunan ve kullanılan karbondioksit depolama tesislerinin sayısı ile kapasitesini şöyle sıralayabiliriz:

Tesis 2020 2021 2022 2023 2024
Sayısı 26 27 30 41 50
Karbondioksit depolama kapasitesi (milyon ton) 40 41 43 49 51

Table of Contents [Close]
    Daha yeni Daha eski
    X
    X
    X